Port Shire
Port Shire
Port Shire
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Port Shire

Port Shire RPG'ye hoş geldiniz!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Venire ~ Videre ~ Vincere

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Drago Krosigk
Vampir
Vampir
Drago Krosigk


Yaş : 28

Venire ~ Videre ~ Vincere  Empty
MesajKonu: Venire ~ Videre ~ Vincere    Venire ~ Videre ~ Vincere  Icon_minitimeC.tesi Şub. 22, 2014 3:56 pm

Önündeki uzun bardağın ağzında sol elinin orta parmağını gezdiriyordu. Masaya doğru eğimli duruyordu. Kulaklarını son haddine kadar metal müzikle doldurup, düşlere daldığı barda oturuyordu. Köşedeki küçük yuvarlak masada, karanlığın içinde... Işığın vurduğu yerde bardağı ve parmağı vardı. Fakat ardı, zifiri karanlıktı, tam sevdiği gibi. Sol elindeki yüzüğün zümrüt kırmızısı parlıyordu sarı ışıkta. Görünmese de yüzünde alışılmadık bir çaresizlik vardı. Yaşamanın verdiği amaçsızlığın çaresizliği. O güne kadar yaşadığı süre zarfında çoğu kez insanlara Almanya aşkını aşılayana kadar onlarla konuşuyor, onlara işkence edip beyinlerini yıkıyordu. Çoğu güçlü insana bunu yapmıştı. Fakat bunu yaptıkları kişiler sadece insanlar değildi. Vampir olduğunu bildiği kişilere de bunu yapmıştı. Rus vampirlere... Bir Rus vampiri Hitler aşığı birisine çevirdiğini anımsadı. Yüzüne gülümseme yayıldı. Buna böyle devam etmek güzeldi fakat bunu tek başına yapmak artık sıkıcı gelmeye başlamıştı. Belki bir başkasıyla bunu yapabilirdi? Bir başkasının yardımıyla.. Ya da belki öğrencileri olmalıydı? SS'e bağlı olacak başka kişiler? Almanya için yaşayan başkaları..?

Bir iç çekip arkasına yaslandı Drago. Rusya'da fikirlerini çaldığı bir vampir gözlerinin önüne geldi, gözlerini kapattığı an. Bu tip durumlarla çoğu kez karşılaşsa da belli etmezdi. Fakat bu sefer onu görür görmez gözleri fal taşı gibi açıldı. Telaşlı bir tavırla tavana doğru bakıyordu. Yutkundu. Onu nasıl kana aç bıraktığını hatırladı. Görüşlerini değiştirmek için en çok uğraştığı kişiydi o vampir. Bu onun bir gününü almıştı sadece. Fakat kız çok çetin cevizdi. Onu serbest bırakması için her şeyi yapacak hale getirene kadar ona işkence etmişti. Her yeri kan kokusuyla kaplayarak tek damla bile içirtmemişti. Kendisini Drago'nun ellerine bıraktığında ise Drago'nun istediği düşünceleri bir bir benimsemişti. O vampir Rus olmasının yanında vampirlerden çok lycanlarla irtibata geçiyordu. Bu da Drago'nun işine geliyordu. Çünkü lycanların her günü vampirlerinkine uymuyordu. Yine de onu aramaya gelen ilk arkadaşını hatırlıyordu, Laela. Laela Drago'yu her ne kadar görmemiş olsa da Drago Laela'nın kim olduğunu, neye benzediğini çok iyi biliyordu. Seneler sonra bunların kendisinin aklına bu denli takılması pek iyimser yaklaşılacak bir durum değildi. Bir şeyler onu Laela ile ilgili düşünmeye zorluyordu. Etrafındaki bir şeyler mi? Neden olmasın... Başka bir derin iç çekişten sonra içkisini fondipleyip yenisini istemişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Laela Cryptic

Laela Cryptic



Venire ~ Videre ~ Vincere  Empty
MesajKonu: Geri: Venire ~ Videre ~ Vincere    Venire ~ Videre ~ Vincere  Icon_minitimePaz Şub. 23, 2014 5:33 am

Ilık bir eylül akşamı, vampirlerin uğrak mekanlarında dolanan bir lycan hatunu. Her adımda görüş alanına giren gözbebekleri. Uzun bacaklarını sarmalayan deri parçaları ve her adımda titreyen kalçaları ile insanlar için yeterince ilginç iken vampirlerin dikkatini çekmesi de hoşuna gidiyordu. Diz kapaklarına kadar uzanan çizmenin silah görevindeki topuklarını her adımda yere çarparak  gözdağı verir gibiydi. Sadece bir kere bakmak bu bedene yapılan bir ayıptı. Bütün evrenin askerlerini arkasına toplamış gibi ilerleyen bu hatunun aslında ailesini kaybedişinden sonraki en büyük yarayı aldığını kimse fark edememiş olsa gerek. Arkadaşını bulmak için gittiği o gece bedenindeki milyonlarca hücreden her biri nefret duygusu ile dolmuştu. Bunu yapan cehennemden gelmiş zebani olsa bile gerekirse cehennemine kadar inip onu orada öldürecekti. Öldürmek düşüncesini aklından geçirince, bunun yeterli bir ceza olmadığını hatta onun için bir ödül olduğunu düşünüp yapacağı işkenceleri hayal etmeye başlıyordu. Yanlış insanın yanlış tarafına basmıştı birileri. Nedenini bilmese bile bunu yapanların vampir soyundan geldiğinden emindi. En sevdiği arkadaşının gözlerinin içine bakarken ondan duyduğu kelimeler, ortalıkta dolanan bir dedikoduyu hatırlatmıştı ona. Esrarengiz bir şekilde değişen vampirlerin hikayesini –artık ismini bile telaffuz etmek istemediği- vampir arkadaşından duymuştu. Bu pisliği en sevdiği arkadaşına yapan varlığı bulduğu zaman özellikle Evia’ı öldürmediği için ayıracaktı kafatasını omuzlarından. Onun aklını alıp öylece doğaya salmış olması nefretini kat kat arttırıyordu. Aklı başında olmadığı etrafa yönelttiği her bakıştan belli oluyordu güzel lycanın, herkese potansiyel katil gözüyle bakıyordu. Düşmanını bulduğu zaman o pisliğin gözlerinin içine bakarken aklından geçen işkencelere nasıl engel olacaktı, yapılan büyük antlaşmayı hiçe mi sayacaktı, ne yani savaşı başlatan genç bi lycan mı olacaktı? Gerekirse yapardı.. Kimi aradığını biliyor gibi bir hali vardı Laela’nın. Oysa ortada ne öldürülecek bir düşman vardı ne de intikamı alınacak bir ceset. Evia, o gece genç lycanın gözlerinin içine bakıp düşüncelerini anlatırken ona yapılan işkencenin boyutunu hissetmişti. Söylediği sözleri sanki beyninin içini açıp büyük bir hançer ile kazınmış gibiydi. Birileri pis bir oyun oynuyordu ve oynadığı oyunun ustası olduğu her halinden belliydi. Laela ,Port Shire’da yapılan büyük anlaşma nedeniyle diğer ırklara karşı ne kadar anlayışlı olmaya çalışsa da olabildiğince uzak durmuştu. Ama Evia anlaşabildiği nadir vampirlerden biriydi. Ama o gece arkadaşından duyduklarından sonra kendine onun öldürüldüğüne inandırmıştı. Evia, artık Laela için ateşlerde yakılmış, günahkar ruhu bedeninden ayrılıp gitmişti.
Düşüncelerini dışarıda bırakıp biraz eğlenmesi gerekiyordu. Önüne gelen ilk kapıdan içeri attı kendini. Kapının paslanmış yerlerinden ağır gıcırtı sesleri yükselmişti. İçerideki yüksek müzik sesine rağmen dönüp güzel kızı süzen onlarca bakış olmuştu. Laela bakışlarını, kimsenin gözbebeğine daldırmamak için boşluğun içinde gezdiriyordu. Yaşadığı travmalar onda ters etki yaratıyordu, asla yaşamaktan vazgeçmiyor daha fazla asılıyordu yaşadığı hayata. Ailesini kaybettikten sonra yakın dostları bir daha asla kendine gelemeyeceğini düşünmesine rağmen o damarlarında gururla taşıdığı gücü yeryüzüne serbest bırakmıştı. Her hareketi ‘İşte buradayım! Daha fazla neyimi alabilirsiniz?’ diye bağırıyordu. Bar masasının önüne yaklaşıp barmenden içkisini istemişti. Metal müziğin intikam dolu melodisine rağmen beyninde uğuldayan düşüncelere engel olamıyordu genç kız. Bu sırada yan tarafında ona dikkatlice bakan vampir fark etti. Gözlerini yavaşca ona doğru çevirerek. ‘Görmek istemediğin bir şey mi gördün?’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Drago Krosigk
Vampir
Vampir
Drago Krosigk


Yaş : 28

Venire ~ Videre ~ Vincere  Empty
MesajKonu: Geri: Venire ~ Videre ~ Vincere    Venire ~ Videre ~ Vincere  Icon_minitimePaz Şub. 23, 2014 5:54 am

İnsanların beyinlerinin içinde dolaşmak nasıldır bilirsiniz. Her kapı size kurulmuş tuzaktır istenmediğinizde. Birbirine sıkıca kenetlenmiş labirentlerde kaybolursunuz. Fakat duyuları köreltip neyi aradığınızı biliyorsanız karşınızdakinin gardını düşürürsünüz. Ve o hiç istemiyor olsa da sizin benliğinizle uğraşırken istediğinizi almanızı engelleyemez. Drago her ne kadar üstün yetenekli olsalar da yaratıkların da insanlardan türediğini bildiği için, onların insan yönleriyle onların gardlarını düşürüyordu. Duyular, ne kadar güçlü olursa olsun zayıflatılabilirdi. Ölmeden önceki son çizgide yaşamak, bunu yapandan çok bundan kurtulmayı düşündürür. Ölmekten korkmak, insan içgüdüsüdür. Korkmayanlar ise ya mental açıdan insanlığın üstüne çıkmış ya da tamamen insanlıktan çıkmış ve kaybedecek hiçbir şeyi olmayan varlıklardır. Kendisini vampirliğe, lycanlığa veyahut cadılığa çok alıştırmış kişiler, insan olma yetilerini kaybederler. Kadim lycan ve vampir soyları tükendiği için ya da en azından öyle bilindiği için Drago varlıkların insan ruhlarına rahatlıkla işkenceler edip, kendi düşüncelerini onlara aşılayabiliyordu. Rüzgarın tınısını dahi özlemiş ruhlara hayatı tekrar vermek, onlar için en büyük antlaşma şartıydı.

Gözlerini genç bir vampire dikmişken duyduğu metal sesi dişlerini gıcırdatmış, sağ kulağı irkilmişti. Bir anlığına kızaran gözleri tekrar normale döndüğünde içeri giren kişiye inanamamıştı. Dakikalar önce aklına getirdiği kızın arkadaşıydı bu. Ve tavırlarındaki nefret gözle görülür değerdeydi. Fakat bir lycanın bu saatte bunca vampirin arasında ne işi vardı? İlgiden mi hoşlanıyordu? Hayır.. Drago'nun daha iyi bir tahmini vardı. O kıza bunları yapan adamı arıyordu. Karanlığın içinde gözlerini kapatıp adını hatırlamaya çalışırken ellerini ister istemez bağlayıp göğsünün üstüne koymuştu. Bunu yapar yapmaz kızın barın yanındaki masada oturan vampire nefret dolu bir cümle kurduğunu duyduğunda gülümsedi yavaşça. 'Laela...' Gözleri birden kıza açılıp kenetlendi. O vampirle ilgilenirken dudaklarını ıslatıp araladı, "Sakin ol Josh. Laela benimle... Neyi aradığını biliyorum." dedi. Bir anda arkasına döndüğünde göz göze geldiler. Önünde, saniyeler önce birisi kalkmışçasına duran sandalyeye doğru sol elini uzattı Drago, buyur edercesine. Kızın gelmesini beklerken bitmiş olan bardağına tırnağıyla hafifçe vurdu barmene bakarak sinirle. İsteği gecikmişti... Tekrar kıza döndü, "Laela değil mi? Yanlış hatırlamıyorum?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Laela Cryptic

Laela Cryptic



Venire ~ Videre ~ Vincere  Empty
MesajKonu: Geri: Venire ~ Videre ~ Vincere    Venire ~ Videre ~ Vincere  Icon_minitimePaz Şub. 23, 2014 6:50 am

Neydi bu şimdi, kimi kimden kurtarıyordu bu patavatsız. Bakışlarındaki samimiyetsiz gülümsemenin altındaki karanlığın fark edilmeyeceğini mi sanıyordu. Uzun sivri tırnakları vardı, öldürdüğü insanlara saplıyor muydu acaba bu tırnakları? Laela’nın aklından geçen her düşüncesi ölümü çağırıyordu. Ölüm dünyada var olan her şeyden daha ilkeldi. Üzgün ve soğuk bakışları olan yaşlı bir adamdı ölüm. Ne olursan ol, ne yaparsan yap uğrayacağın son kapıydı. Sessizliğin ve karaklığın en ücra köşesinde yaşardı ve bazen sırf yaşadığını hissetmek için ölmen gerekirdi. İşte tam da bu sessizlik ve karanlık içindeki ücra köşe vampirin gözbebeklerinin içindeydi. Birkaç saniye boyunca gözünü kırpmadan oraya baktığında ölümün sana ne kadar yaklaşabileceğini hissedebiliyordun. Karşında duruyordu. İşte böyle ilerleyen birkaç saniye içinde Laela ne olduğunu bile anlayamadan adamın davet ettiği sandalyede oturuyorken buldu kendini. Bir an için bir kara büyünün etkisine girmiş olabileceğini düşündü genç lycan. Adamın dudaklarından dökülen her kelime zihninin içinde tekrar ediyordu, bozulmuş bir bant kaydı gibi hep aynı cümleye saplanıyordu. ‘Neyi aradığını biliyorum.’ Hiç bir şey konuşamadı önce, sanki o bara tam olarak bu adamla buluşmak için girmişti. Anıları birbirine karışıyordu, evden çıkarken bu adamı düşündüğünü hatırladı. Yolda gelirken beyninde sadece bu bakışlar vardı sanki. Bir yerlerde daha önce görmüştü ya da aslında her gün görüyordu. Nasıl olduğunu bilmediği bir şekilde tanıyordu bu adamı. Dudaklarının sıcaklığını dudaklarında hissettiğini hatırlıyordu sanki. Aslında hiç var olmamış ve var olmayacak şeyler hissediyordu. Dudaklarını sımsıkı kapattı  ve şu an hissettiği şeylerin bitmesini bekledi sessizce. Nefes almak bile ağırlık yaratıyordu bedenine. Aslında beyninden geçen milyonlarca düşünce saatlerdir adamın karşısında oturduğunu hissettirse de sadece birkaç dakika geçmişti, belki de daha az. Adam ‘Bu yaşadıklarının hiç birini hak etmedin, artık hepsi bitecek.’ dese o anda göz yaşlarına boğulup adamın boynuna atlayacaktı sanki. Evia aklına geldi bir anda, sanki ruhu Laela’nın bedeninin içine dalmıştı ve bu düşündüğü şeylerin hepsini düşünmesine neden oluyordu. Evia’nın göz bebeklerini gördü adamın gözlerinin içinde. Bir yudum alkol bunların hepsini hissettirebilir miydi? Hissettiklerinin hoşuna gittiğini fark etmesi ile birlikte elindeki bardağın içindeki tüm sıvıyı doldurdu ağzının içine. Adamda aradığı bir şeyleri bulacak gibi hissediyordu. Belki onun da sevdiği birini almışlardı elinden ve şu hiç bilmediği barda büyük bir rastlantı ile düşmanına bir adım daha yaklaşabilecekti. Dişiliğini kullanacaktı, karşısındaki sert bakışlı adamı belki bu şekilde kandırabilirdi. Tek istediği duymak istediği şeyleri gerçekten duyabileceği adamın bu olmasıydı. ‘Laela olmam gerekiyorsa.’ Gülümsedi ve dudaklarını ıslattı yavaşça. ‘Beni hafızanıza almanızı sağlayacak ne yapmış olabilirim?’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Drago Krosigk
Vampir
Vampir
Drago Krosigk


Yaş : 28

Venire ~ Videre ~ Vincere  Empty
MesajKonu: Geri: Venire ~ Videre ~ Vincere    Venire ~ Videre ~ Vincere  Icon_minitimePaz Şub. 23, 2014 8:51 am

Genç lycanın kontrolünü kaybetmiş görüntüsü Drago'ya şimdiden güç kazandırmıştı. Ölümle burun buruna bir insan kadar ürkek yaklaşıyordu. Anılarını anımsıyor olmalıydı. Kim olduğunu... Neyi istediğini... Ne için burada olduğunu birkaç saniyeliğine unutmuştu, unutmuş ve istediği için yaşıyordu. Bacak bacak üstüne atmış ve istediğini alan bir kadın görüntüsüne geçmişti saniyeler içinde. Alkolün kendinde bıraktığı izler olsa gerek, kontrolü eline almaya çalışıyordu. Çekici dudaklar, bu fizikle normal birisini çoktan kuyusuna düşürmüştü. Fakat Drago'yu değil. Drago iyi biliyordu ki, Laela'nın vücudundaki bu değişim, esarete karşı bir direnişti. Duyu ve duygularına esir düşüyordu genç kadın. Süslü bir kaç kelimeye hasret kalmış tenindeki nefret tamamen bir oyuna dönüşmüştü davranışlarında. Sağ elinin işaret parmağının tırnağı ile masayı hafifçe çizdi, karşısındaki kadın fondip yaparken. Dudağının sağ tarafı hafifçe yukarı doğru kıvrıldı. "Kirli bir oyun..." diye fısıldadı. Kadın duymamış olacaktı, ya da aldırış etmemişti.

"Sen bir şey yapmadın..." dedi Drago gülerek. Gülerken bembeyaz dişleri gözüktü bir anlığına karanlıkta. "Ben yaptım." diye ekledi yaramaz bir çocuk tavrıyla omuz silkerek. Onun oyununa gelir gibi tavırlar takınmıştı. Onun bakışlarıyla çekme konusunda kabiliyetli oluşunu iyi biliyordu. Bile bile oyununa yenik düşüyordu tavırlarıyla. Gülümseyerek daha o ağzını açmadan devam etti, "Evia mı olmak isterdin?" kızın soluksuz kalmış anına aniden ciddileşen bir tavırla karşılık verdi. "Benim kim olduğumu biliyorsun. Fazlaca araştırma yapan bir yazarım. Senin hayatındaki dönüm noktalarını da biliyorum Laela. Söyle bana, nasıl bir bilgi istersin benden?" tam sözünü bitirdiği anda içkisi masaya kondu. Garsona sinirli bir bakış attı Drago. Tam olarak göz temasını kuramamıştı konuşurken. Garson dikkat dağıtıyordu. İçkisinden bir yudum alarak kızın gözlerine kilitlendi. Azıcık masaya doğru eğildi ve saçlarının uçları ışıkta rengini belli etti, "Ve karşılık olarak ne vereceksin?" diye ekledi göz temasını hiç bozmadan, fısıldamadan, fakat daha alçak bir sesle.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Laela Cryptic

Laela Cryptic



Venire ~ Videre ~ Vincere  Empty
MesajKonu: Geri: Venire ~ Videre ~ Vincere    Venire ~ Videre ~ Vincere  Icon_minitimePaz Şub. 23, 2014 9:55 am

Ölüm bu gözlerin içine yerleşmemişti tam tersine ölüm bu adamın ta kendisiydi. Bu adam tıpkı Laela gibi çok sevdiği birini göz göre göre kaybetmiş biri değildi, Laela’nın ve daha nicelerinin sevdiklerini ellerinden alan adamdı. Aradığı düşmanını bulmuştu ama bu içindeki nefretin üzerinde dolanan kara bulutlar da neyin nesiydi. Korkuyor muydu? Yanlış bir hamle yapmıştı. Adamın hiçbir şeyden korkusu yokmuş gibi görünüyordu. Yaptıklarını kızın gözlerinin içine baka baka itiraf etmişti. Şu andan sonra Laela ordan kalkıp gidemeyeceğinden emindi. Ama belki kaçabilirdi, bir anda kalkıp koşmaya başlasa.. Ama o bir vampirdi, nasıl kaçacaktı ondan.  Antlaşma vardı Laela'ı öldürmesi mümkün değildi, öldüremezdi, öldürmemeliydi. Kendi ırkına yaptığı eziyetleri hiçe sayabilir miydik? Yani onca şeyi yapan insan genç bir lycanı öldürebilir miydi? Jayden -sürü lideri- bunu hisseder ve gelirdi. Ama Laela öldükten sonra başlayacak savaşa ne gibi katkısı olabilirdi ki? Düşünceleri nefretten korkuya doğru koşturuyorlardı. Karşısındaki vampir bunu hissedecek kadar tecrübeliydi. Ellerinin içi terliyordu. Kalp atışları hızlanmıştı, karşısındaki vampirin bakışlarından kalbindeki kanın bedenine daha hızlı aktığını hisseder gibi bir hal vardı. Artık hiçbir şey öğrenmek istemiyordu, kalkıp evine gitmek istiyordu. Kapılarını tüm gecelere kapatmak istiyordu. Herhangi bir vampire görebileceği her yerden uzaklaşmak istiyordu. Yapılan antlaşmanın hiçbir önemi kalmamıştı onun için. Vampirler işlerini iyi bilen düşmanlardı. Öldürmek yasaktı ve zaten onlar da öldürmüyorlardı, daha fazlasını yapıyorlardı. Bardaki insanlara göz gezdirdi genç lycan her yer vampir doluydu. Birkaç tanesi Laela'nın ağzından çıkacak kelimeleri dikkatlice takip ediyor gibi bir hali vardı. İçeri girdiğinde kızdığı vampirle göz göze geldi, ismini söylemişti, Josh. Daha kaç tanesi onun adamıydı kim bilir. Tek başına hiçbiriyle savaşamazdı, bu yola yalnız başına çıkmak aptallıktı. Kan kokusunun dolandığı küçük barda, ona dikkatlice bakan gözlerden kaçan ve içindeki düşüncelerle savaşan genç bir lycan vardı. Midesi bulanıyordu, teni bembeyaz olmuştu. Evia'nın o geceki hali gözlerinin önünden gitmiyordu. Söylediği cümleler ve Evia cehennemden çıkıp gelmiş gibi bir hali vardı. Şu an Evia umrunda değildi, onun gibi olmak istemiyordu. Tüm bu korkusunun nedeni Evia'nın gözlerinde gördüğü korkuydu. Garsonun geldiği sırada bir fırsat olarak ayağı kalkmaya denedi tüm sinirler beynine kalk ve kaç emri veriyordu. Kalkamadı. Neden hiç konuşmuyordu? Hangi harfleri bir araya getirmeliydi? Bu adam içinden geçen her şeyi nasıl duyabiliyordu. Ağzından çıkanları umursamıyor da içinden geçenleri dinliyordu sanki sadece. Belki duyar diye içinden aynı kelimeleri tekrarladı. 'git burdan, git burdan, git..' Laela ayağa kalktı ve kelimelerini öylece söyleyiverdi. Bütün gözler ona dönmüştü bir anda.
'Bir şey öğrenmek istemiyorum. Yanlış anlaşıldım sanırım. Evia diye birini tanımıyorum.'
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Drago Krosigk
Vampir
Vampir
Drago Krosigk


Yaş : 28

Venire ~ Videre ~ Vincere  Empty
MesajKonu: Geri: Venire ~ Videre ~ Vincere    Venire ~ Videre ~ Vincere  Icon_minitimePaz Şub. 23, 2014 10:21 am

Avuç içleri terliyordu kızın. Yüzündeki tedirginlik, telaş... Bazılarını bu kıvama getirebilmek için günlerce beklerdi. Günlerce uğraşırdı... Fakat çevresindekilerden tedirgin olduğu apaçık ortadaydı. Drago bunu istemiyordu. Çevresindekilerin onu baskı altına almasını. Birisini korku salması gerekiyorsa bunu tamamen kendi başına yapmalıydı. Siniri şakağına vurdu, damarları gözüktü bembeyaz teninde. Etraftakilerin oraya bakmasını istemiyordu. Dikkat çekmek istese salonun ortasına otururdu, ücra, karanlık bir köşesine değil! Sinirlendiği bu durumu karşısındaki korku dolu kıza hissettirmeden, onun korkusuyla onu yönlendirerek kendi başına çok daha tehlikeli olabileceğine inandırmalıydı. Kızın boğazına düğümlenmiş kelimeleri çıkartmasını sabırla bekledi.

Yavaşça ayağa kalktı Drago. Küçük kahkahalar atıyordu. Ayağa kalkar kalkmaz başını kaldırdı. Hızlı bir şekilde kızın arkasına geçip tenine dokunmadan sol kulağına yaklaştı. "Buraya girdiğin anda damarlarında kanına yer bırakmayan nefret duygusu, yerini avuçlarının içi terleyen birisine mi bıraktı?" diye fısıldadı. Yavaşça sağına doğru bir adım atıp bu sefer sağ kulağına yaklaştı. "Onlardan mı korkuyorsun?" diyerek etraftakilere baktı. Bilge bir öğretmen edasıyla onun titrek ellerini bileklerinden tutarak iki yana doğru savurdu. Onu kendine daha yakında istiyordu. Böylece onu daha rahat kontrol edebilirdi. Bunun için ona hükmü anlatmalıydı. Ve hükmedilmeyi... Herkes kendi işine döndüğünde ise yavaşça sokuldu kulağının ardına yeniden, "İşte, onları dağıtıverdin. Güç böyledir. Nefret gücü doğurur. Nefret hükmettirir. Cesaret tuzağa düşürür. Korku hükmedilmeyi sağlar..." Kızın önüne doğru bir adım atıp arkasını dönmeden masanın üstündeki içkisini fondip yaptı. "Sana hükmetmemi ister misin? Hala korkuyorsan yalnız bir yere de gidebiliriz." dedi elindeki bardakta tırnaklarını gezdirerek. "Ya da bir korkak gibi kaçabilirsin." Ellerini iki yana açtı arkası hala dönükken, "Seçim senin... Ve bu defa yalan söyleme!" Arkasına dönüp kıza yaklaşarak tekrar gözlerinin içine kenetlendi ve minik bir tebessüm bıraktı dudaklarında...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Laela Cryptic

Laela Cryptic



Venire ~ Videre ~ Vincere  Empty
MesajKonu: Geri: Venire ~ Videre ~ Vincere    Venire ~ Videre ~ Vincere  Icon_minitimePaz Şub. 23, 2014 10:56 am

Ne olmuştu da birden bu hale gelmişti korkusuz lycan. Adam doğru söylüyordu girdiğindeki korkusuz dişi bir anda korkudan ne yapacağını bilemez bir hale gelmişti. En başından beri biliyorsa tek bir haraketi ile içkisine bir şeyler yaptırmış olabilirdi. Başka türlü böyle hissetmesinin nedenini açıklayamıyordu. Güç ve kontrol ediliyor olmak hoşuna gitmiş gibi görünüyordu. Bir de bunların üstüne tenine değdiği anda hissettiği sıcaklık eklenmişti. Ne oluyordu böyle. Adam işini iyi biliyordu. Bir anda duyduğu kelimeler beyninde yüksek sesle söylenmeye başlamıştı. Korkmuyordu, buraya girmeden once neler hissettiğini düşündü. Yapmak istediği işkenceleri, içinde büyüyen nefreti. Oysa şu an kendini bu adamın hükmüne bırakmak istiyordu. Sessiz kalamadı daha fazla. 'Damarlarımda lycan olmanın tüm gücünü hisseden bir savaşçıyım ben. Beni korkaklıkla asla itham etme!!' üzerine doğru ilerlemişti. Tam gözlerinin içine bakıyordu. Etraftaki kimse onlarla ilgilenmiyordu, hükmetmek böylesine şanlı bir güçtü. Onun sahip olduğu her şeyi elinden almak istiyordu. Kalbini söküp avuçlarına almak istiyordu. 'Evet. Bugun olmasa bile bundan sonraki yaşamımı seni arayarak harcayacaktım. Ama elimle koymuşum gibi karşıma çıktın. Emin ol, intikamımı almak uğruna gerekirse antlaşmayı bile hiçe sayabilirim. Kanımın son damlasına kadar savaşırım, ama bana hükmetmene izin vermem!' Drago'nun karşısında böylesi rahat bir hal içerisinde olması beynindeki bütün yanardağları tek tek patlatıyordu. Üstelik dudaklarındaki gülümseme, hareketlerindeki umursamazlık.. Elinde gümüş bir hançer olsa tam kalbinin ortasından saplayabilirdi şu an. 'Nereye gitmek istiyorsan, gidebiliriz.'
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Drago Krosigk
Vampir
Vampir
Drago Krosigk


Yaş : 28

Venire ~ Videre ~ Vincere  Empty
MesajKonu: Geri: Venire ~ Videre ~ Vincere    Venire ~ Videre ~ Vincere  Icon_minitimePaz Şub. 23, 2014 11:45 am

İşte görmek istediği şiddet ve nefret... İşte sonuna kadar köreltmek isteyeceği delicesine duygular... Teninden her zerresini silip yerine pürüzsüz başka bir duygu getireceği kesin olan nefret. Umursamaz tavrını koruyordu Drago, kız dibine kadar girmiş olsa da. Bir an onun dudaklarının tadını merak etmiş olsa da kendisini tekrar ağzına kadar nefret dolu kelimeleri dinlerken bulmuştu. Gözlerinin içine bakıyordu. Gözlerinin içindeki asil kurda bakıyordu. O dolunayda kuduran kuvvetinin gücünü hissedebiliyordu. Kükreyişini... Dili dişlerinde geziyordu, o gücü kanından emip çalmak istiyordu adeta. Boğazına dişlerini takıp bırakmamak gibi bir hisse kapıldı. Sonra umursamaz bir tavırla "Garip değil mi?" dedi. Etrafında adımlamaya başlayarak arkasında durdu. "Buz gibi bir surata sahip... Fakat dokunuşları sıcaklığıyla kendine çekiyor?" Sırıtarak barmenin masasına parayı bıraktı ve kapıya doğru yöneldi. "Gel gidelim. Yalnız olabileceğimiz herhangi bir yere. Baskıdan uzak. Gözlerden uzak." dedi kıza dönüp. 'Bakalım o zaman neler olacak?'

O adımlarını dışarı doğru attığında kızın arkasından kendisi de çıktı bardan. Dışarıda rüzgarın ıslığı duyuluyordu. Rüzgar, olabildiğince sert bir şekilde bu karanlık sokağa vuruyor, yerdeki gazete kağıtlarını uçurup teneke şişeleri tıngırdatıyordu. Rüzgara doğru yönelen kızın yanına geldiğinde kurumuş dudaklarını ıslattı, "Eee, aklında neresi var?" diye sordu onun kadınlığına kapılmış bir erkek edasında. Fakat ona öyle bir bakıyordu ki sanki rüzgar hiç vurmuyordu. Kendinden emin, iki ayakları üzerinde dik ve kararlı. Rüzgar ise montunu neredeyse uçuracak, hatta onu bir uçurtma gibi yukarıda asılı bırakacaktı. Yine de büyük bir kararlılıkla kıza doğru yaklaştı. Mümkün olabildiğince yakınına kadar geldi. "Evet, sen belirle. Nereye gidiyoruz?" Dedi onun sağ eline iki elini de dolayarak. Pis pis sırıtmaya başladı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Laela Cryptic

Laela Cryptic



Venire ~ Videre ~ Vincere  Empty
MesajKonu: Geri: Venire ~ Videre ~ Vincere    Venire ~ Videre ~ Vincere  Icon_minitimePaz Şub. 23, 2014 2:20 pm

Düşüncelerini kapının dışında bıraktığını söyleyip girmişti bara Laela, fakat tekrar dışarı çıktığında düşüncelerinin hiç biri saldırmamıştı yeniden beynine. Hava artık ılık değildi, rüzgar esiyordu. Sanki kapının önüne bırakmıştı düşüncelerini girmeden once çıktığında ise rüzgar alıp götürmüştü hepsini. Olaylar tahmin etmediği gibi gelişmeye devam ediyordu. İnce kıyafetlerinin üzerinden esip geçen soğuk hava Laela'a yıllardır hiç düşünmediği bir şeyi düşündürmüştü. Yalnızlığını... Hiçbir erkeğe ihtiyaç duymamıştı şimdiye kadar. Yaşadığı hayatta kendisine bahşedilen güce ragmen ailesini koruyamamıştı. Onların gitmesine engel olamamıştı. Öyleyse hiçbir erkeğin gidişine engel olamazdı. Ailesini kaybettiğinde sevgiye dair bir şey öğrenememişti bile, öğrenememezlik yaşayamamazlığa dönüşmüştü. Yaşıtları aşk filmleri izleyip ağlarken o gücünü nasıl kontrol edebileceğini anlamaya çalışıyordu. Ve işte bu karşısındaki damarlarına susamış vampirin de bunu çok iyi bildiğinden emindi. Zayıf noktasını biliyor ve oraya saldırıyordu. Onu suçlayamazdı, herkes hayatında büyük olaylar yaşıyordu ve kimileri intikam ateşi ile doluyor çevresinde bulduğu her şeyi parçalıyordu, kimileri ise sadece hayatına biraz daha bağlanıyordu. O herkese saldırmayı seçmişti. Ortalık büyük bir sessizliğe boğulmuştu, sadece rüzgarın sokaklarda bas bas bağırtısı vardı. Laela vampirin gözlerinin içine bakıyordu kuruyan dudaklarını ıslatıyor ama konuşmak için tek bir kelime bulamıyordu. Nereye gitmelerini istiyordu ki? Laela şu an bir adım atmak bile istemiyordu. Kafasının içinde durmadan dolaşan düşüncelere bile tahammül edemiyordu. Kalbinin içindeki kocaman boşluğu dolduracak kişinin bir vampir olması midesini bulandırıyordu. Onunla birlikte olduğunu düşündü, bedenine dişlerini geçirebilme ihtimalini düşündü. Lycan olmanın kudretini damarlarında onurla taşıyan biri için mide bulandırıcıydı. Ama hiç olmadığı kadar sahip çıkıyordu ona. Belki doğru kelime sahip çıkmak değildi, hükmetmekti ama ne önemi vardı ki. Rüzgarda savrulan saçlarını parmaklarının arasına alıp yüzünden uzaklaştırdı. Gözleriyle boş sokaktaki karanlığı gözledi. Sonra hiç olmadığı kadar büyük bir cesaret ile vampirin dudaklarına bastırdı dudaklarını. Birkaç saniye içerisinde olmuştu, öylesine hızlı ve öylesine yalnız bir öpücüktü bu. Pişman olmuş gibi görünüyordu.
'Gücün yalnızca genç bayanlara yetiyor sanırım. Ne yapacaksın bana? Lanet Alman düşüncelerini mi yükleyeceksin? Ne geçecek eline!! Orada, savaşta dostlarının hepsi öldü! Ve şu an hükmettiğin hiçbir Rus onları sana geri vermeyecek! Ben de veremem onları sana!'
Dedikodularını duyduğu vampir bu ise, söylediklerine karşılık bulacaktı. Anlatıldığına gore Almanların Ruslara karşı kaybettiği savaşta bu vampir de varmış ve bütün dostları katledilmişti. Cesurca kelimeler kullanmıştı genç lycan, öpücüğün mü yoksa kelimelerin mi daha fazla etkisi oldu bilmiyordu. Tırnaklarını boynuna geçirip onu öldürebilmesi ihtimalini bile göz önünde bulunduruyordu. Tam şu an içindeki yaralara dokunan düşmanının canını yaktığını düşünüyordu. Oysa o düşman dakikalar once tenine dokunduğunda canını yakmamış yüreğindeki boşluğu ısıtmıştı. Kullandığı kelimeler çok mu sert olmuştu yoksa?
'Şimdi, bana ne istiyorsan yapabilirsin!'
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Drago Krosigk
Vampir
Vampir
Drago Krosigk


Yaş : 28

Venire ~ Videre ~ Vincere  Empty
MesajKonu: Geri: Venire ~ Videre ~ Vincere    Venire ~ Videre ~ Vincere  Icon_minitimePaz Şub. 23, 2014 3:05 pm

Ellerini tuttuğu an onun gözlerinden kelimeleri okuyordu sanki. 'Rezil, ezik, soysuz ve bilumum ikinci sınıf hakaretler' vampir oluşundan böyle cümleler duymaya alışmıştı fakat bu sefer sanki içine atar gibiydi. Bir güç Laela'yı tutar gibiydi. Nefreti git gide kendisini bir duyguya bırakıyordu ama hangisine? Düşleri kırılıyor, insanlığı ortaya çıkıyordu. Kısa kısa düşüncelere dalıyordu. Saniyeler önce Drago'nun boğazına yapışıp savaşı dahi göze alan, nefret dolu kız, git gide yumuşuyordu. Drago'nun aniden gözleri açıldı, 'Ama bunun tek bir-' diye içinden geçirdiği an Laela onun dudaklarına yapışmıştı. Bütün düşünceleri dudaklarından akıp gitmişti o öptüğü an. Bütün kuracağı cümleler, bütün planları... Saniye sürmeden ayrılan dudaklarını yavaşça ısırdı Drago. Aşk... Sevgi ya da tutku... Hükmedilmeyi kesin ve sınırsız kılan duygu. Nefretin yerini doldurmak için mükemmel bir silah. Çoğu vampir kıza karşı kullandığı... Fakat Laela'da neden başka hissetmişti? 'Beklemediğim için...' diye avuttu kendini. Kendi kendisine yalan söylüyordu. Ona kapılmıştı. Bunu biliyordu. Fark etmişti. Fakat aklı karışmıştı. Bu hissettiği korkuyu bastırmak için kullandığı bir cümleydi sadece. Korktuğunu düşünmek istemiyordu. Korktuğunu hissetmek istemiyordu. Vampirliği sağ olsun, öyle de oldu. Düşünceleri siliverdi kafasından bir saniye içinde. Kızın kurduğu cümlelerden sonra aklına ilk vampir olduğunu anladığı an gelmişti. Ölümsüzlüğü ilk tattığı an. Führer'ini kurtaramadığı an. Seneler boyunca 'Ya şöyle olsaydı, ya böyle olsaydı.' diye üstünde neredeyse delireceği an...

Gülümsedi hafifçe pişman olmuşçasına bakan gözlere, "Gücümün sınırlarını test etme şansını bulamadım." dedi usulca. "Savaşlar risk alınmadan, kayıp verilmeden kazanılmaz hanımefendi. Arkadaşlarım bir amaç uğruna öldüler. Fakat amaçları başarısız oldu. Ben bu amacı daim kılmak için yaşıyorum. Başlarda onların ölme amacının Führer'i kurtarmak olduğunu sanıyordum. Yanılmışım. Onlar evlerini koruyorlardı. Aynı 'haklı' görünen Rusların zamanında olduğu gibi. Ama Ruslar bir kere yerlerini belli ettiler. Yahudilere destek oldular. Şimdi dünyanın haline bak? Kalan yedi milyonu Dünya üzerindeki yedi milyarı tehdit ediyor, ölümle..." Omuz silkti ve ekledi, "Hem ayrıca, arkadaşlarımı veremeyecek olabilirsin. Ama saniyeler önce bana 'öldürseler yapmam' diyeceğin türden bir şey verdin." Değer vermek... İşte bir kadının gardını düşürecek en muhteşem nokta. Ona etrafındakilerden daha çok değer vermek. Onu var olandan uzaklaştırıp kendininkine alıştırmak. Ona en iyisini bağış etmek. Fakat Drago, sokaktan geçen herhangi bir kadına değer verebilecek kadar alçak birisi de değildi elbette. Kırgın vücuduna kesikler atılıyormuşçasına gardını indiren lycanın kendi koluna girmesini sağladı. "Sana en çok tiksindiğin düşüncelerin, aslında sınırları olmayan haklı yanları olduğunu, ve göründükleri kadar iğrenç olmadıklarını göstereceğim. Az önce yaptığım gibi..." Önüne doğru baktı vampir. Yine ayaklarının üstünde yıkılması zor, yere çakılmış bir direk edasıyla duruyordu. "Peki sen hayatında hata olarak gördüğün çoğu şeyin aslında ne kadar da haklı yanları olduğunu görmeye hazır mısın?" Gülümsedi yavaşça kıza dönerek, "Her soruma cevap verebilmeye? Güçlü olmaya, hiç olmadığın kadar..?" fısıldayarak ekledi, "Almanya'dan sonra değer verdiğim tek şey olmaya?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Laela Cryptic

Laela Cryptic



Venire ~ Videre ~ Vincere  Empty
MesajKonu: Geri: Venire ~ Videre ~ Vincere    Venire ~ Videre ~ Vincere  Icon_minitimePtsi Şub. 24, 2014 9:40 am

Değer verdiği tek şey olmak? Aşk? Bir vampir ile bir lycan? Belki yüzlerce örneği olabilirdi böyle bir ilişkinin. Ama Laela için neredeyse imkansızdı, kalbe öldürmeden dokunmanın imkansız olduğu kadar uzaktı aşk. Ona lycan olmanın gereklerini öğretecek kadar uzun yaşayamamıştı babası belki, belki de ırkında yeterince yetenekli görülmüyordu ama damarlarında taşıdığı şeyin ne olduğunu biliyordu. Ve saniyeler öncesinde vampirin kan ile defalarca kirlenmiş dudaklarının tadına bakmakla bile ırkına ihanet ettiğini düşünüyordu. Üstelik bu ihaneti en sevdiği dostunu ellerinin arasından çekip kopartmış ve her tarafı ölüm kokan bir vampir ile yapmıştı. Güzel lycanın gözleri artık parıldamıyordu, karşısındaki adama bakarken. Bir lycanın hayatı bir vampirin hayatının yanında bir toz tanesiydi. Daha kısa, daha çabuk, daha ölümlü. Bu karanlık adamın hayatına aldığı her kadın bencilliğinin resmiydi. Onların hayatlarını çalıp kendi hayatındaki ufacık bir anı yapıyordu. Lanetlenmiş ruhu –Laela’a göre- durmaksızın ruhları bedenlerini terk edene kadar çalıyordu. Aşk onun için güneşin közlenmiş yerine basarken yaşadığı dünyayı gözetliyor olmak kadar yüce bir şeydi, neredeyse imkansızdı. Hayatını, varlığını, kalbini sadece kemiklerini paramparça eden o öfke dolu yaratığa adamıştı. Gözlerini vampirin gözlerine çevirdi, rüzgar hala çığlıkları ile konuşmayı zorlaştırıyordu. Bu uğultuya karışmasını ve kaybolmasını istercesine sessizce söyledi kız kelimelerini.
‘ Bunu yapabileceğimi sanmıyorum.’
Laela geriye doğru birkaç adım atmıştı, arkasından geçen bir grup insanla çarpışmıştı, yalpalanmıştı. Vampir ani bir hareketle kızın incecik bileğinden kavramış kendine doğru çekmişti, gideceğini anlamış olmalıydı belki de sadece düşeceğini düşünüp tutmuştu. Teni sanki buzulların içinde yanan kocaman bir alev ve bedeninde gezinen kan onu ısıtıyor gibiydi. Her bir damlası dudaklarından, parmaklarının ucuna kadar ulaşıyor ve dünyanın en sıcak şeyi gibi hissettiriyordu. Tırnaklarının ne kadar sert olduğunu fark etti bir anda Laela. Bileğindeki damarların üzerinde dolanıyordu, doğru yeri bulmaya çalışıyor gibi bir hali vardı. Laela adamın parmaklarının gezindiği yere değdirdi bakışlarını sonra kafasını kaldırmaya kalmadan vampirin sert tırnağı derisini parçalamış, damarlarına kadar ulaşmıştı. Lycanın dudakları aralanmıştı, tüm ses telleri paramparça olmuş gibi hissediyordu, hiçbir şey söyleyememişti.  Acının sinyallerini beyine götüren sinirler çığlık yetisini gözlerindeki tuz dolu sıvılara göndermişti. Sol gözünden aşağı doğru süzülen gözyaşı saniyeler içinde vampirin parmakları ile buluşmuştu. Vampirin genç lycanı öylece karanlığın içinde kaybetmeye niyeti yok gibiydi. Onu hatırlayacağı, onu hissedeceği bir şeyler alıyordu ondan. Aslında çoğu insandan aldığı kadarını. Laela hayatında bir daha yaşayamayacağı bir sahne yaşıyordu. Onlarca belki de yüzlerce kişiye hiç acımadan işkence eden adamı gözlerinden  akan bir damla yaş için üzüyordu. Sessiz bir son olmuştu, bir daha ikisi de tek kelime edememişti. Laela’nın içindeki öfke ve bedeninde yaşattığı acımasız kurt galip gelmişti. Sadece geriye lycanın bileğinden aşağıya doğru damlayıp, rüzgarla dans eden kan damlaları kalmıştı.

SON
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Venire ~ Videre ~ Vincere
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Port Shire :: Port Shire Genel :: Arşiv :: Rol Oyunları-
Buraya geçin: