Port Shire
Port Shire
Port Shire
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Port Shire

Port Shire RPG'ye hoş geldiniz!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Sonun Başlangıcı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Evaris Sky
Cadı
Cadı
Evaris Sky



Sonun Başlangıcı Empty
MesajKonu: Sonun Başlangıcı   Sonun Başlangıcı Icon_minitimePaz Şub. 16, 2014 3:26 am

Kamerun, 2010

    Kabul edilememenin verdiği buruklukla öylece duruyordu geniş yapraklı ormanın ortasında. Yağmur hızını iyice artırmış, uzun kahverengi saçlarının yüzüne yapışmasına sebep olmuştu. Uzun, çuvaldan yapılmış elbisesinin kollarını sıyırarak bembeyaz tenine baktı. Tam olarak bu yüzden reddedilmişti. Bu kadar beyaz olmasaydı ya da biraz da olsa yanabilseydi bunların hiçbiri olmayacaktı. Boğazındaki ince çiziğe götürdü ince parmaklarını. Yaşadığı için kendisini şanslı saymalıydı. Cadıların kendisinin tekrar döneceğini bildiklerinden adı kadar emindi. Derin bir iç çekti ve yakınındaki en büyük ağacın altına oturdu. Yanında kalan son suyu çıkardı ve kana kana içti. Üzerindeki çuvalın kapüşonunu iyice yüzünü çekti ve biraz dinlenmesi gerektiğini düşünerek derin bir uykuya daldı.
    Sabahın ilk ışıkları yüzüne vurmaya başladığında teninin yandığını hissediyordu. Buz gözlerini dünyaya açtığında ilk fark ettiği şey hareket edemiyor oluşuydu. Çevresinde onlarca insan hızlı hızlı konuşuyor ve kendisine sanki dövecekmiş gibi bakıyorlardı. Ya da öldüreceklermiş gibi. Evaris bir şeyler söylemeye çalıştığı anda dilini hareket ettiremediğini fark etti. Başta dilini kopardıklarını düşünerek korkuyla inledi ve bağlandığı kazıkta hızla hareket etmeye başladı. Sonunda birileri onu fark etmişti ki iriyarı bir adam yanına gelip kalın parmaklarını kızın dudaklarına vurdu. Daha sonra baş ve işaret parmaklarıyla kızın ağzından dilini çıkardı ve dilinin ortasında duran incecik kemik parçasını gösterdi. “Ancêtres que c'était la meilleure façon de se taire, dit-il.“ Cadı birkaç kelimelik Fransızcasıyla sadece susmak ve ata kelimelerini anladıysa da herhangi bir tepki vermedi, boş boş baktı büyük adamın suratına. Çok daha yaşlı bir sesi duyduğunda ise karşısındaki iri adam bir anda yere çökerek bir şeyler bağırdı. Yaşlı kadın geldiğinde cadının gözlerinin içine baktıktan sonra adama döndü ve bir şeyler söyledi. Bunun üzerine adam ayağı kalkıp belindeki bıçağı çıkardığında Evaris tekrar korkuyla inlemeye başladı ancak korktuğu şey olmadı. Adam cadıya bakmadan arkasına geçti ve kalın halatları tek tek kesmeye başladı. Ayaklarının uyuştuğunu hisseden cadı yere sert bir şekilde düştükten sonra başını kaldırıp yaşlı kadına teşekkür edercesine baktı. Kadın yüzündeki ifadesizliğini değiştirmeden ince, kısa parmaklarıyla kalkmasını işaret etti. Yaklaşık bir dakika boyunca uyuşuk kalan cadı zor da olsa ayağa kalkabilmişti. Kadın gelmesini işaret ederek ağır ağır yürümeye başladı. Başta tereddüt etse de arkasından koca bir elin kendisini itmesiyle yürümeye başladı. Güneş kendisini öyle bir yakıyordu ki bir an beyninin burnundan ve kulaklarından akacağından korkmaya başlamıştı. Birkaç metre kadının arkasından yürüdükten sonra küçücük, umumi tuvaletlere benzeyen kerpiç bir eve doğru girdi kadın. Cadı arkasından girdiğinde buranın dışarıdan göründüğü kadar küçük olmadığını fark etti. İçeride yüzlerce çiçek vardı ve hepsi yüzünü kadına doğru dönmüşlerdi. Yaşlı kadının elindeki mavi çiçeğe baktı Evaris. Biraz daha yaklaşma cesaretini bir anda buluvermişti kendinde. Derin bir iç çekti ve kadına tekrar baktı. Yaşlı kadın güçsüz kollarını kaldırdı ve elinde tuttuğu çiçeği kendisine uzattı. Eva çiçeği eline aldı ve boş gözlerle bakmaya başladı. Ne yapması gerektiğinden emin değildi. Soramıyordu da. Öyle saçma bir durumun içindeydi ki işin sonunun nereye varacağını kestiremiyordu. Derin bir iç çekti ve gözlerini kapatmaya karar verdi. İçinde bulunduğu kerpici, yanındaki kadını, çevredeki diğer çiçekleri unutmaya çalışarak sadece elindeki çiçeğe odaklandı. Birkaç dakika sonra kulağına hoş bir müzik çalmaya başlamıştı. Herhangi bir müzik aleti ya da bir insan sesi gibi değildi, bir kuşa da benzediği söylenemezdi ancak inanılmazdı. Ellerinin ısındığını hissetmeye başladı ancak gözlerini açmadı. Zihninin en derin köşelerine kadar işleyen melodi ardından en dibe atılmış anıları getirmeye başladı bir anda. Kardeşini, annesini ve babasını görüyordu. Akağaç yemek masasının etrafında gülüşüyorlardı. Elias her zamanki gibi yemeğiyle oynuyor ve birkaç köfteyi kendisine doğru fırlatırken annesi O’na kızıyordu. Korkuyla gözlerini açan cadı yanındaki kadının gülümsediğini görebiliyordu. Bakışlarını elindeki çiçeğe çevirdiğinde ise çiçeğin artık mavi değil kırmızı olduğunu ve parıl parıl parladığını fark etmişti. Yanındaki kadın “Aramıza hoş geldin, kızım.” derken Evaris hâlâ elindeki çiçeğe şaşkınlıkla bakıyordu.

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sonun Başlangıcı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Port Shire :: Ülkeler :: Diğer Ülkeler-
Buraya geçin: